“Yeni dünyanın elektriği artık yapay zekâ”
Teknolojideki hızlı dönüşüm insanlık tarihinin gidişatını yeniden şekillendiriyor. Bilişim ve Strateji Uzmanı Levent Karadağ, geçtiğimiz günlerde Aydınlar Ocağı tarafından düzenlenen” Yapay Zeka Fırsat mı, Tehdit Mi !? konulu kahvaltılı seminerin ardından gundemistanbul.com mikrofonuna önemli açıklamalarda bulundu. Uluslararası araştırmalara dikkat çeken Karadağ, 2030 yılı itibarıyla dünyadaki robot sayısının insan nüfusuyla eşitleneceğini belirtti.
Gündem İstanbul: Haber_Kamera: Adem KARABAYIR
“Bugün dünya nüfusu yaklaşık sekiz milyar. 2030’a geldiğimizde bu rakama yakın sayıda robot aramızda olacak. Artık tehdit değil, bu büyük değişimi fırsata çevirmek zorundayız.”
Levent KARADAĞ
Bilişim Uzmanı
“Çin Robotlarını Sahaya Sürüyor”
Karadağ, Çin’in 2027 yılı itibarıyla kendi yerli üretimi olan robotları sistematik olarak sahaya süreceğini söyledi. Şu an robotların yaklaşık 27 kilogram yük taşıyabildiğini ve 10 bin dolar seviyelerinde satışa sunulduğunu belirten Karadağ, “Bir asgari ücretlinin maaşı kadar maliyeti olan bu robotlar günde 20 saat aralıksız çalışabiliyor. Çin’de birçok kurum artık robot üretimine yönelmiş durumda” dedi.
“ChatGPT nasıl hayatımıza girdiyse, Çin’in robotları da kısa sürede gündelik hayata entegre olacak.”
“Önce Beyaz Yakalılar Etkilenecek”
Karadağ’a göre yapay zekâ ve robot teknolojileri ilk etapta beyaz yakalı çalışanları etkilemeye başlayacak. Özellikle muhasebe, satın alma ve veri analizi gibi alanlarda yapay zekâ kullanan bireyler, meslektaşlarının önüne geçmeye başladı bile.
“Yapay zekâ, muhasebecilerin yerini almayabilir ama yapay zekâyı kullanan muhasebeciler, kullanmayanları sistem dışına itiyor.”
“Devletler de Yarışta: İtalya Yasakladı, Çin Kendi Zekâsını Üretiyor”
Karadağ, yapay zekâ teknolojilerinin devlet politikalarında da belirleyici hale geldiğini vurguladı. “ChatGPT, 2023 yılında devletlerin gizli bilgilerine ulaşma potansiyeli nedeniyle İtalya’da yasaklandı. Çin ise kendi yapay zekâ modellerini geliştirme kararı aldı” diyerek ülkelerin stratejik konum alışlarına dikkat çekti.
“Yapay Zekâ Bakanlığı Kuran Ülkeler Var, Biz Ne Durumdayız?”
Suudi Arabistan’ın yapay zekâ bakanlığı kurduğunu hatırlatan Karadağ, Türkiye’de de benzer yapılarla STK’lar ve kurumların daha aktif rol alması gerektiğini söyledi. Aydınlar Ocağı gibi toplulukların üyeleri arasında yer alan işletmeciler, satın almacılar, yöneticiler gibi kişilerin yapay zekâ araçlarını nasıl kullanacağı üzerine çalışmalar yapılması gerektiğini ifade etti.
“Yapay zekâ artık yalnızca bir araç değil, yeni çağın altyapısıdır. Her bireyin bu alana dair yetkinlik kazanması gerekiyor.”
“Üç Sektör, Bir Gelecek: Tekstil, Turizm, İnşaat”
Türkiye ekonomisinin üç ana sektörüne dikkat çeken Karadağ, tekstil sektöründe işçilik maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle yapay zekâ entegrasyonunun zorunlu hale geldiğini belirtti. “Mısır’da bir tekstil işçisi aylık 100 dolara çalışıyor. Türkiye’de üretici rekabet edebilmek için yapay zekâ destekli üretime geçmeli” dedi.
“Gelecek Nesil İçin Meslek Rehberi: Yapay Zekâya Göre Tercih”
Gençlerin meslek seçiminde yapay zekâyı dikkate alması gerektiğini belirten Karadağ, kızının kimya okumak istemesi üzerine ona “yapay zekâ destekli kimya alanlarına yönel” tavsiyesi verdiğini anlattı.
“Çocuklarımız üniversiteye hazırlanıyor. Sınav sonrası rehberlikte yapay zekâ uyumlu meslekleri mutlaka gündeme almalıyız.”
“STK’lar, Üniversiteler, Evler: Toplumsal Dönüşüm Şart”
Toplumun her katmanında yapay zekâya yönelik farkındalık oluşturulması gerektiğini söyleyen Karadağ, “Bu dönüşüm evde başlar, STK’larla büyür, ülke vizyonuna dönüşür. Yapay zekâ yalnızca teknoloji değil, aynı zamanda yeni bir yaşam tarzıdır” ifadelerini kullandı.
“Yapay Zekâ ile Nitelikli İnsan Gücü Oluşturmalıyız”
Son olarak Karadağ, Türkiye’nin nitelikli insan gücü yetiştirme konusuna odaklanması gerektiğini vurguladı. “Yapay zekâ çağı başladı. Geriye düşmemek için bu fırsat penceresini iyi değerlendirmeliyiz” dedi.
Gündem İstanbul Haber Merkezi olarak takip ettiğimiz bu açıklamalar, geleceğe dair yalnızca bir öngörü değil; stratejik bir uyarı niteliği taşıyor. Uzmanların çağrısı net: Yapay zekâyı anlayan, geleceği yönetecek.
